lilyum
Bir zamanlar, inişli çıkışlı tepeler ve gevezelik eden dereler arasında yer alan şirin bir köyde, Elara adında yaşlı, bilge bir kadının baktığı küçük bir bahçe vardı. Bahçesi, köyün her yerinde canlı çiçek çeşitleriyle ünlüydü, ancak bunların en büyüleyici olanı zambaklarıydı.
Elara’nın zambaklara özel bir düşkünlüğü vardı. Her baharda, bahçenin tenha bir köşesine, güneş ışığının yaprakların arasında dans ettiği ve toprağın besinler açısından zengin olduğu bir yere özenle soğanlarını dikerdi. Mevsimler değiştikçe zambaklar da değişti ve Elara’nın bahçesine giren herkesi büyüleyen çarpıcı bir renk ve koku gösterisine dönüştü.
Zambakların arasında diğerlerinden öne çıkan özel bir çiçek vardı. Ay ışığında parıldayan narin yaprakları olan saf beyaz bir zambaktı. Elara, çiçeklerinin içinde bir miktar sihir barındırdığına inanarak sevgiyle ona Celestia adını verdi.
Efsaneye göre, eğer temiz kalpli ve iyi ruhlu biri Celestia’yı sarsılmaz bir sevgiyle beslerse, zambak ona tek, yürekten bir dilek verirdi. Hikayenin ilgisini çeken köylüler, Celestia’yı bir an olsun görebilmek ve belki de onun büyülü kutsamasını alan kişi olabilmek umuduyla sık sık Elara’nın bahçesini ziyaret ediyorlardı.
Bir gün yüreği hayallerle dolu, ruhu sabah çiyleri kadar saf olan Isabella adında genç bir kız, Elara’nın bahçesini keşfeder. Çiçeklerin arasında dolaşırken gözleri şaşkınlık ve neşeyle irileşti. Celestia’ya baktığı anda zarif beyaz zambakla arasında açıklanamaz bir bağ hissetti.
Nezaketini kanıtlamaya kararlı olan Isabella, Celestia’yla büyük bir özenle ilgilenmeye başladı. Onu sevgiyle suladı, cesaret verici sözler fısıldadı ve onu sert hava koşullarından korudu. Mevsimler geçtikçe Celestia, Isabella’nın özverili bakımı altında gelişti ve yaprakları daha da parlak hale geldi.
Büyülü bir akşam, köy batan güneşin altın rengine bürünürken, Celestia ruhani bir ışıkla parlamaya başladı. Büyüleyici manzara karşısında bahçeye çekilen Isabella, beyaz zambakın yapraklarının açılıp ışıltılı bir polen yağmuru salmasını hayranlıkla izledi.
O anda Isabella gözlerini kapattı ve içten bir dilek diledi. Elara’nın bahçesinin güzelliğinin kendi yüreğine dokunduğu gibi, mutluluğun da köyündeki herkesin hayatına dokunmasını diledi. Gözlerini açtığında Celestia’nın büyüsünün havada örüldüğünü, dileğini köyün her köşesine taşıdığını gördü.
O günden itibaren köy yeni keşfedilen neşe ve refahla gelişti. Isabella’nın özverili arzusu köylülerin kalplerine dokunmuştu ve onlar sadece Elara’nın bahçesinde değil, her birinin kendi kalbinde çiçek açan gerçek büyüyü fark etmeye başladılar.
Ve böylece, büyülü beyaz zambak Celestia efsanesi yaşamaya devam etti ve köylülere, tıpkı bir zambakın sevgi dolu bir ruhun bakımında açması gibi, nezaket ve saf niyetin hayalleri gerçeğe dönüştürebileceğini hatırlattı.
Isparta Çiçekçi size bu masalın da bir parçası olan en güzel lilyum çiçeklerini sunar. Isparta merkez çiçekçilere bakıyorsanız ve lilyum çiçeği almak istiyorsanız adresiniz Yiğitbaşı Çiçekçilik
Gösterilen sonuç sayısı: 2